Şişli, İstanbul’un kalabalık ve dinamik semtlerinden biri olarak bilinirken, yaşanan kanlı bir olay adeta sokakları dahası büyük bir sarsıntı içine soktu. 25 Ekim 2023 tarihinde yaşanan olayda, bir adam yeğeni tarafından bıçaklanarak hayatını kaybetti. Peki, bu trajik olayın arka planında ne vardı? Neden bir yeğen, kendi amcasına karşı böyle bir şiddet eyleminde bulundu? Detaylara geçmeden önce, olayın nasıl geliştiğine bir göz atalım.
Olay, akşam saatlerinde Şişli’nin Merkez Mahallesi’nde gerçekleşti. İddialara göre, 35 yaşındaki R.M. ve 26 yaşındaki yeğeni O.K. arasında önceden bir tartışma yaşanmıştı. Bu tartışmanın ardından sona ermeyen gerilim, maalesef bir cinayete dönüşerek trajik bir son ile noktalandı. R.M., yeğeninin kendisine saldıracağını göz önünde bulundurarak önlem almaya çalıştı. Ancak, O.K. harekete geçerek amcasını bıçakladı. Olayın hemen ardından, çevredekilerin ihbarı üzerine polis ve sağlık ekipleri olay yerine geldi.
Peki, R.M. ve O.K. arasındaki bu tartışmanın altında yatan sebepler nelerdi? Tanıkların ifadelerine göre, Aile içindeki maddi anlaşmazlıklar ve geçmişe dayanan kişisel sorunlar, her iki taraf arasında gergin bir atmosfer yarattı. Aile büyüklerinin mirası üzerinde süren çekişmelerin, bu cinayete zemin hazırladığı düşünülüyor. Hatta bazı komşular, R.M.'nin son zamanlarda yeğeni ile sık sık tartıştığını dile getirirken, O.K.'nin bu durumdan son derece rahatsız olduğu iddia edildi. Olayın ardından komşular, yaşadıkları gerilimin ne kadar kötüye gittiğini anlatırken, Şişli’deki birçok ailenin benzer sorunlarla karşılaşabileceği konusunda endişeliydi.
Olay sonrası R.M.’nin hastaneye kaldırılması, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamaması, olayın ne kadar yıkıcı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bıçaklama olayında ağır yaralanan R.M., saldırıdan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Yeğen O.K. ise, delil toplama işlemleri sırasında polis tarafından suçüstü yakalandı. Olayın şokunu yaşayan mahalle sakinleri, bu tür olayların artık daha sık yaşandığına dikkat çekerek, güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiğini savunuyor.
Bu trajik olay, aynı zamanda İstanbul’un çeşitli bölgelerinde aile içindeki kan davalarının ve miras kavgalarının nasıl iç içe geçtiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Aile üyeleri arasındaki anlaşmazlıkların ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceği bir kez daha bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Davanın ilerleyişi merakla takip edilse de, bu tür olayların sonlanması için toplumsal bilincin artırılması gerekmektedir.
Olayın ardından, ruhsal sağlık uzmanları aile içindeki çatışmalar ve ikili ilişkilerdeki anlaşmazlıkların nasıl çözülebileceğine dair toplumu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli seminerler düzenlemeyi planlıyor. Aile üyeleri arasında yaşanan çatışmalarda daha yapıcı bir iletişim ortamının oluşturulmasının önemi vurgulanıyor. Uzmanlar, eğitim ve farkındalığın artırılmasının bu tür olayları minimize etmek için çok kritik olduğunu belirtiyor.
Son olarak, bu tür olayların önlenmesi için toplumsal sorumluluğun artırılması gerektiğinin altı çizilirken, Şişli’de yaşanan bu trajik olayın yalnızca bir ailede değil, birçok insan üzerinde derin etkiler bıraktığı unutulmamalıdır. Herkes, olayların büyümeden önlenebilmesi için gerekli adımları atmak zorundadır. Yaşanan bu çirkin tablo, tüm toplumu derinden etkilemekte ve acı bir gerçeği hatırlatmaktadır: Aile içi çatışmalar, her insanın hayatında önemli bir yer tutmaktadır ve bu sorunların çözülmesi için toplumsal olarak hepimize düşen görevler bulunmaktadır.