Son zamanlarda, seyyar satıcıların hakları ile ilgili tartışmalar Türkiye’nin birçok şehrinde artarken, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay bu tartışmaları daha da alevlendirdi. İstanbul'un kalabalık bir caddesinde, seyyar bir satıcının zabıta ekipleri tarafından sokak ortasında dayağa maruz kaldığı anlar, cep telefonlarıyla kaydedilerek sosyal medyada hızla yayıldı. Olayın ortaya çıkmasının ardından, seyyar satıcıların hakları konusunda kamuoyunda büyük bir infial meydana geldi ve pek çok kişi bu durumu kınadı.
Olay, geçtiğimiz hafta sonu geçtiğimiz günlerde İstanbul’da, insanların akın akın geçiş yaptığı kalabalık bir caddede gerçekleşti. Seyyar bir satıcının, zabıta ekipleri tarafından ürünlerini toplamak için müdahale edilmesi ile başlayan anlar, bir anda şiddete dönüştü. Zabıta görevlilerinin seyyar satıcıya hakaretler savurması ve ardından fiziksel müdahalede bulunması dikkat çekti. Çevredeki vatandaşların yardıma çağırdığı anlar, sosyal medyada “Göz önünde böyle bir şiddete kimse sessiz kalamaz!” yorumlarıyla paylaşıldı.
Zabıta ekiplerinin bu tarz şiddet eylemlerine başvurmasının arkasında, seyyar satıcıların kent estetiği üzerindeki etkileri ve yerel yönetimler tarafından uygulanan disiplinle ilgili düzenlemelerinin yattığı düşünülüyor. Ancak, birçok insan bu tür fiziksel müdahaleleri ve insan hakları ihlallerini şiddetle kınamakta. Sosyal medya platformlarında olayın görüntüleri paylaşılmaya başlanınca, vatandaşlardan gelen tepkiler de çığ gibi büyüdü. Binlerce kişi, seyyar satıcıların yaşamlarını sürdürebilmek için mücadele ettiklerini ve buna karşı yapılan şiddetin kabul edilemeyeceğini belirtti.
Olaydan sonra, seyyar satıcının bir arkadaşının sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım, gündemi oldukça hareketlendirdi. “Hakkını arayan bir esnaf bu mu? İnsanoğlu bu kadar düşmemeli!” ifadeleriyle başlayan paylaşım, birçok kişi tarafından paylaşıldı. Ayrıca, bazı sivil toplum kuruluşları ve insan hakları aktivistleri, bu tür olayların önlenmesi için hukuki süreçlerin başlatılması gerektiğini ifade etti. Ülke genelinde seyyar satıcılara karşı yapılan bu tür uygulamaların, sosyal barışı tehdit ettiğine ve toplumda kutuplaşmaya neden olduğuna dikkat çekildi.
Ayrıca, olay sonrası zabıta ekiplerinin tutumu hakkında soruşturmaların başlatılması talep edildi. Bu konuda Türkiye’nin özellikle büyük şehirlerinde birçok insanın seyyar satıcılara karşı daha anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım sergilemesi gerektiği vurgulandı. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bu olay, zabıtalara da yapılan eleştirilerin artmasına sebep oldu. Birçok kişi, zabıta ekiplerinin kararlı ve keskin önlemler almak yerine, insanları tehdit eden ve korkutan tutumlarının değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, seyyar satıcının başına gelen bu olay, toplumun çeşitli kesimlerinde derin etkiler bıraktı. İnsanların yaşamakta olduğu sokak kültürü içerisinde, seyyar satıcıların da yer aldığını unutmamak ve onların yasalar çerçevesinde özgürce ticaret yapabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği herkesin ortak görüşü haline geldi. Bu tür olayların yaşanmaması için kamuoyunun bilinçlenmesi ve bu gibi durumlara karşı duyarlılığın artırılması, toplumsal bir sorumluluk haline geldi.