Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) geçtiğimiz günlerde, Türkiye'nin önemli siyasetçilerinden ve kültürel figürlerinden biri olan Sırrı Süreyya Önder'i andı. Anma töreni, sadece Önder'in siyasi kariyerini değil, aynı zamanda onun sanata ve dostluğa olan katkılarını da gözler önüne sürdü. Önder'in hayatı, birçok kesimden insanın gönlünde yer etmiştir; bu nedenle anma etkinliği büyük bir katılımla gerçekleştirildi.
Sırrı Süreyya Önder, 1963 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Türkiye'de sol siyasetin önde gelen isimlerinden biri olarak bilinen Önder, hayatı boyunca sosyal adalet ve demokratik haklar için mücadele etti. Sanatçı kimliğiyle de tanınan Önder, senarist, yazar ve yönetmen olarak birçok tiyatro oyunu ve filmde imzası bulunmaktadır. PKK ile barış sürecinde özellikle ön plana çıkan isimlerden biri olmuş ve bir dönem HDP milletvekilliği yapmıştır. Tüm bu özellikleri, Önder’in sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir kültür elçisi olmasına da vesile olmuştur.
Meclis’te düzenlenen anma etkinliği, çeşitli partilerin temsilcileri ile Önder'in dostlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşmacılar, Sırrı Süreyya Önder'in yaşamına dair pek çok anıyı paylaştılar. O konuşmalarda, Önder'in mizahi yeteneği, insanlara olan sevgisi ve sosyal adalet konusundaki kararlılığı ön plana çıktı. Bu anma, sadece bir üzüntü değil, aynı zamanda onun bıraktığı mirası yaşatma çabası olarak da değerlendirildi.
Tören sırasında sahneye çıkan bazı katılımcılar ise Önder’in hayata bakış açısını ve sanat anlayışını aktararak onun bıraktığı izleri yeniden canlandırdılar. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da anılması, Önder'in siyasetteki birlikte çalışma ve dayanışma ruhunu simgeliyordu. Anma etkinliğinde sadece siyasi hatıralar değil, aynı zamanda güçlü bir arkadaşlığın ve dostluğun izleri de paylaşıldı.
Ayrıca, Sırrı Süreyya Önder’in sanata katkıları da unutulmadı. Katılımcılar, onun birçok eseri ve projeleri ile toplumsal meseleleri nasıl ele aldığını vurguladı. Sanatın, toplumsal değişimin önemli bir aracı olduğuna inanan Önder, birçok kitleyi harekete geçiren projelere imza atmıştı. Bu bağlamda, anma etkinliği sadece bir hüzün değil, aynı zamanda bir ilham kaynağı oldu.
Meclis’te gerçekleştirilen anma programı, Sırrı Süreyya Önder’in hem siyasetçi kimliği hem de sanatçı olarak bıraktığı kalıcı etkisini hatırlatma misyonunu taşıdı. Anma programları, toplumun birçok kesiminden insanları bir araya getirerek, Önder’in değerlerine ve ideallerine olan bağlılığı pekiştirdi. Bu tür etkinliklerin, gelecekte de devam etmesi gerektiği, katılımcılar arasında genel bir görüş birliği oluşturdu.
Sonuç olarak, Sırrı Süreyya Önder’in hayatı ve anısı, toplumda güçlü bir etki yaratmaya devam ediyor. Meclis’teki anma etkinliği, onun çok yönlü kişiliğini ve bıraktığı kalıcı izleri hatırlamak, anmak ve yaşatmak adına önemli bir vesile oldu. Önder’in idealleri ışığında bir arada durup, onun hayatiyetini yaşatma çabası, yalnızca dünü değil, geleceği de etkileyen bir miras olarak önümüzde duruyor.