İran Cumhurbaşkanı İbrahim Raisi, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın son dönemlerdeki açıklamalarını eleştirdiği bir basın toplantısında dikkat çeken yorumlarda bulundu. Raisi, Trump’ın tutumlarının tutarsız olduğunu vurgulayarak, “Hangi söylediğine inanalım?” diye sordu. Bu sert eleştiriler, özellikle iki ülke arasındaki gergin diplomatik ilişkilerin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Nahavand’da gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Raisi’nin Trump’ın önceki yönetiminde imzalanan nükleer anlaşmayı nasıl bir çelişki içerisinde inkar ettiğine dair sorgulayıcı bir yaklaşım sergiledi.
İran ve ABD arasındaki ilişkiler, 1979’dan bu yana birçok krize sahne oldu. Özellikle Trump döneminde, 2015 yılında imzalanan ve “Ortak Kapsamlı Eylem Planı” (JCPOA) olarak bilinen nükleer anlaşmanın iptali, ikili ilişkileri daha da kötüleştirdi. Raisi, Trump’ın anlaşmayı neden terk ettiğine dair soru işaretlerini gündeme getirerek, “Trump, İran’ın nükleer kapasitesinin tehdit oluşturduğunu bir taraftan iddia ederken, diğer taraftan kendi hükümeti altında bu konuda birçok belirsizlik yarattı. Bu çelişkiler ışığında, kendisine hangi sözlerine itibar edeceğimizi bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası arenada, Trump’ın dış politikası genellikle tutarsızlıkla karakterize edilirken, Raisi’nin bu eleştirileri, İran’ın diplomatik tutumunu daha belirgin hale getirmeyi hedefliyor. Raisi, “Biz her zaman barışçıl bir çözüm arayışında olduk. Ancak Trump ve onun gibi düşünenlerin vizyonu, dünya barışını tehdit eden bir anlayışı temsil ediyor” dedi. Bu açıklama, İran’ın uluslararası ilişkilerde barışçı bir yaklaşım benimseme çabasını ve ABD’nin politikalarına olan eleştirisini bir araya getiriyor.
Halk arasında da yankı uyandıran bu eleştiriler, İran hükümetinin Trump’la ilişkilendirdiği güvensizlik hissini pekiştirdi. Raisi, sözlerini güçlendirmek adına Trump’ın İran’a yönelik uyguladığı yaptırımların halk üzerindeki olumsuz etkilerini de gündeme getirdi. “Yaptırımların, İran halkına zarar verdiğini artık herkes görüyor. Bu şartlar altında kiminle nasıl bir ilişki içerisinde olacağımızı belirlemek bizim için oldukça karmaşık bir durum” dedi.
Sonuç olarak, Raisi’nin Trump’a yönelttiği bu sorular, yalnızca iki lider arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda iki ülkenin halkları arasında oluşan güvensizliği de ortaya koyuyor. İran, uluslararası toplumda daha fazla kabul görmek ve barışçıl diyalog yollarını açmak istiyor. Ancak, Raisi’nin Trump’a ait çelişkili açıklamalar üzerinden kurduğu eleştirel anlatım, bu süreçte ki zorlukları da gözler önüne seriyor. İran, hem kendi ulusal çıkarlarını korumak hem de uluslararası arenada güçlü bir aktör olabilmek amacıyla, müzakerelerden vazgeçmeden ve barışçıl bir yaklaşım benimsemeyi sürdürmek zorunda olduğunu belirtiyor.
Bu bağlamda, Raisi’nin açıklamaları, sadece İran’ın dış politikası açısından değil, uluslararası ilişkilerdeki güç dinamikleri açısından da önemli bir tartışma başlatma potansiyeli taşıyor. Özellikle Trump’ın geride kalan yönetim sürecinde yaptığı icraatlar ve söylemleri, birçok ülkede benzer sorgulamaların yapılmasına yol açmıştır. İran Cumhurbaşkanı’nın bu önemli eleştirileri, global düzeydeki güvensizlik ve çelişkilerin birer yansıması olarak da değerlendirilebilir.