Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, uluslararası arenada dikkat çekici bir çağrıda bulunarak dünya ülkelerine İsrail'e karşı daha güçlü bir duruş sergilemeleri gerektiğini ifade etti. Fidan, “Artık uyanın” ifadesiyle, dünya genelindeki liderlere ve kamuoyuna seslenerek, Filistin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı kolektif bir tepki verilmesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Orta Doğu’daki gerilimin artış gösterdiği bir dönemde geldi ve birçok ülkenin bu konudaki tutumlarını sorgulamasına neden oldu.
Fidan, yaptığı açıklamada İsrail'in politikalarının, bölgedeki barış sürecini tehdit ettiğini ve bu durumun sadece Filistin halkını değil, tüm Orta Doğu'yu tehdit eden bir kriz haline geldiğini belirtti. "Artık uyanın” sözleri, geniş bir perspektifte, dünya genelindeki toplumların ve hükümetlerin daha fazla duyarsız kalmamaları gerektiği mesajını taşıyordu. Özellikle sosyal medya ve diğer iletişim kanalları üzerinden gerçekleştirilen küresel eylemlerle desteklenen bu çağrı, birçok aktivistin ve insan hakları savunucusunun da dikkatini çekti. Fidan, bu bağlamda, “Dünyanın susması, bu durumu kabullenmek anlamına gelir” diyerek, harekete geçme zamanının geldiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası organizasyonların harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen bakan, “Sorumluluk bizlere ait. Susarak geçiştiremeyiz” mesajını verdi.
Fidan'ın çağrısının ardından, birçok dünya liderinden çeşitli tepkiler geldi. Bazıları bu durumu desteklerken, bazıları ise daha temkinli bir yaklaşım benimsedi. Ancak yapılan açıklamalar, Orta Doğu’da barışın sağlanabilmesi için uluslararası iş birliğinin ve dayanışmanın şart olduğunu gösteriyor. Hakan Fidan, uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesi adına, Türkiye’nin Filistin konusunda üstleneceği rolü de yeniden değerlendirdiklerini ifade etti. Bu durum, hem Türkiye'nin hem de diğer ülkelerin dış politikalarını yeniden şekillendirebileceği bir fırsat sunuyor. Özellikle uluslararası basında gündem olan bu tür açıklamalar, kamuoyunun gündemini etkileyerek, Filistin meselesinin unutulmaması adına önemli bir işlev görüyor.
Fidan’ın bu açıklamaları ve uluslararası toplumun dikkate almadığı bir gündeme dair hissettikleri, hem bölgesel hem de küresel ölçekte yankı buldu. İsrail’in politikaları, yalnızca Filistinlileri değil, tüm bölgede yaşayan insanları tehdit eden bir sorun haline gelmiştir. Bu bağlamda, Hakan Fidan'ın çağrısının, hem vicdani hem de insani bir sorumluluk olarak algılanması gerektiği aşikar. Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrar için takip ettiği yol haritasının önemli bir parçası haline gelen bu çağrı, dünya devletlerini sahada daha aktif olmaya teşvik ediyor. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise, günümüzde yaşanan çatışmaların yalnızca bölgesel değil, küresel düzeyde de etkileri olduğudur. Dolayısıyla, uluslararası toplumun bu meseleye karşı daha duyarlı, sorumluluk sahibi bir yaklaşım sergilemesi büyük bir gereklilik arz etmektedir.