Bu yıl, Rusya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 105’inci yıl dönümünü kutladığı bir dönem. İki ülke arasındaki tarihsel bağlar, savaşlar, siyasi anlaşmalar ve ekonomik işbirlikleriyle şekillendi. Soğuk savaş döneminin ardından 21. yüzyılda yeniden şekillenen bu ilişkiler, günümüzde hem bölgesel hem de uluslararası politikada önemli bir denge unsuru haline geldi. Güncel gelişmeler ile birlikte, Rusya-Türkiye ilişkileri, sadece iki ülke için değil, tüm dünya için büyük bir önem arz etmektedir.
Rusya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kökleri, 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu iki dev ülke, tarihsel olarak pek çok kez çatışmalara girmiş olsalar da, zaman içinde karşılıklı anlaşmalar ve işbirlikleri ile bu ilişkileri geliştirdiler. 1920’de imzalanan Moskova Antlaşması, iki ülke arasındaki ilk resmi anlaşma niteliği taşıdığı için önemlidir. Türk Kurtuluş Savaşı sonrası, bu anlaşma modern Türkiye'nin uluslararası alanda tanınmasında rol oynamıştır.
Soğuk savaş dönemi, Rusya ve Türkiye'yi farklı kutuplara itmiş olsa da, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte ilişkilerde yeni bir sayfa açıldı. 2000’lerin başlarında, özellikle ekonomik ve enerji alanında yapılan anlaşmalar, iki ülkenin ilişkilerini derinleştirdi. Enerji, özellikle doğal gaz ticareti, iki ülkenin stratejik ortaklıklarının temel taşını oluşturuyor. Türk Akım ve Akkuyu Nükleer Santrali projeleri, bu ortaklığın somut örneklerini teşkil ediyor.
Günümüzde, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler, karmaşık bir dengeyi barındırıyor. Suriye'deki iç savaş, her iki ülkenin de etkilediği bir kriz alanı olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin Suriye politikası, Rusya’nın stratejileriyle sürekli olarak etkileşim içinde. Bu durum, her iki ülkenin de hem işbirliği hem de rekabet içinde olduğu birkaç cephede ilerlediklerini gösteriyor. Bazen birbirleriyle zıt yönlerde hareket etseler de, ortak çıkarlar ve stratejik hesaplamalar, ilişkilerin devamlılığını sağlıyor.
Ekonomik işbirliğinin yanı sıra, kültürel ilişkiler de her iki ülke için önemli. Türk ve Rus halkları arasındaki etkileşim, turizm, sanat ve eğitim alanlarında boyutlanıyor. İki ülke vatandaşları arasında devam eden bu sosyal alışveriş, iki halkı birbirine daha da yaklaştırıyor ve dostluk bağlarını güçlendiriyor. Bunun en somut örneklerinden biri, her yıl artan turist sayısıdır. Türkiye, Rus turistler için popüler bir tatil destinasyonu haline gelirken; Rusya ise Türkiye’ye giden turist akışında önemli bir yer tutuyor.
Ancak bu ilişkilerin geleceği, uluslararası dengelerin değişmesiyle şekilleniyor. NATO ve ABD ile olan ilişkiler, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini etkileyen faktörlerden sadece birkaçı. Türkiye’nin güçlü bir NATO üyesi olarak, bazen Rusya ile olan ilişkileri dengede tutması gerekebiliyor. Diğer yandan, enerji bağımlılığı ve ekonomik ilişkiler, Türkiye’nin Rusya ile olan bağlarını güçlendiriyor. Bu çerçevede, iki ülkenin mevcut ilişkilerini nasıl yönlendireceği, uluslararası politikalar açısından dikkatle izlenmesi gereken bir konu.
Sonuç olarak, Rusya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkileri, tarihsel bir derinliğe sahip olup, stratejik olarak büyük önem taşıyor. 105 yıl boyunca süregelen bu ilişkiler, her iki ülkenin de ulusal güvenlikten ekonomiye kadar birçok alanda işbirliği yapmasını sağlıyor. İlerleyen yıllarda, bu ortaklıkların nasıl bir seyir izleyeceği ise, tüm dünya tarafından merakla takip edilecektir.