İstanbul’un en gözde bölgelerinden biri olan Beykoz'da, yaz aylarının ortasında denize girmek için bekleyen tatilcileri üzen bir gelişme yaşandı. Beykoz sahillerinde denize girmek yasaklandı. Bu yasak kararı, yerel yönetim tarafından alınan bir dizi önlem çerçevesinde duyuruldu ve vatandaşlar, kararın arkasındaki gerekçeleri merak ediyor. Peki, deniz yasağının sebebi nedir ve bu durum bölgenin halkı ile turizmini nasıl etkileyecek? Detayları inceleyelim.
Beykoz ilçesinde, özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte plajlarda ve sahil bölgelerinde yoğun kalabalıklar oluşmaya başlamıştı. Bu durum, hem çevre kirliliğine hem de halk sağlığına yönelik çeşitli risklere yol açtı. Alınan yasak kararı, öncelikle deniz suyunun kirlilik seviyeleri ile ilgilidir. Yerel sağlık otoriteleri, son yapılan analizlerde bazı sahillerde, yüzme için uygun olmayan bakteriyel yükseklikler tespit etti. Ayrıca, su sıcaklıklarının artmasıyla birlikte alg patlamaları gibi çevresel sorunların da baş göstermesi, deniz ortamını daha da tehlikeli hale getirdi.
Bunun yanı sıra, plajlarda yaşanan atık ve geri dönüşüm sorunları, bölgedeki doğal yaşamı tehdit eden unsurlar arasında yer almakta. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Beykoz Belediyesi, bu sorunların önüne geçmek amacıyla ek tedbirlerin alınmasını gerektiren durumlar ile karşı karşıya kalmıştır. Özellikle yaz aylarında aşırı kalabalıkların bir araya gelmesi, sosyal mesafe kurallarını da hiçe sayarak halk sağlığını tehlikeye atıyordu. Pandemi sonrası yeni normalde, kalabalık alanlarda bulunmanın riskleri bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.
Denize girmek yasağı, yerel halk arasında çeşitli tepkilere yol açtı. Beykoz, yaz aylarında İstanbul’un kalabalıklarından kaçmak isteyenler için bir sığınak niteliğindeydi. Ancak sahillerdeki yasak, tatil planlarını altüst etti. Yerel işletmeler, plajların kapatılması nedeniyle ekonomik kayıplar yaşamaya başladı. Kafe, restoran ve diğer turistik işletmeler, deniz ve plaj aktiviteleri ile gelirlerini artırmayı hedeflerken, yasakların uzaması durumunda bu işletmelerin geleceği ciddi bir belirsizlikle karşı karşıya kalabilir.
Yerel yönetim, halkın bu duruma adaptasyonunu sağlamak için alternatif etkinlikler ve seyahat olanakları sunabileceklerini açıkladı. Sahil boyunca yürüyüş yollarının düzenlenmesi, bisiklet parkurları ve doğa yürüyüşleri gibi seçenekler, deniz yasağının getirdiği olumsuzlukları biraz olsun hafifletmeyi amaçlamaktadır. Ancak halkın zihninde, denizden mahrum kalmanın yarattığı hayal kırıklığı kolay kolay silinmeyecek.
Sonuç olarak, Beykoz sahillerinde denize girmek yasaklanması, hem çevresel hem de sağlık açısından zorunlu bir karar olarak değerlendiriliyor. Yerel yönetim, halk sağlığını korumak adına kararlı bir adım atarken, bu durumdan nasıl en az zararla çıkabileceğini de düşünmekte. Tüm İstanbul halkı, Beykoz'un bu yasağının ne zaman sona ereceğini ve plajların yeniden açılacağını merakla bekliyor. Doğa ile uyumlu bir yaşam için denizlerimizin korunması gerektiği gerçeği, bu yasak ile bir kez daha gündeme gelmiş durumda. Yaz mevsiminin tadını daha sağlıklı bir şekilde çıkarabilmek için herkesin üzerine düşeni yapması bekleniyor.