34’üncü Arap Birliği Zirvesi, Irak’ın başkenti Bağdat’ta tarihi bir atmosferde başladı. Arap ülkelerinin liderlerini bir araya getiren bu önemli zirve, bölgesel işbirlikleri ve geleceğe dair umutları tartışmak için bir platform sağlıyor. Zirve, 2022 yılında gerçekleştirilmeyi planlanmıştı fakat COVID-19 pandemisi nedeniyle ertelenmişti. Bu yıl, uluslararası gündemin en önemli konularından biri olan Suriye krizi, Filistin meselesi, Irak’ın istikrarı ve ekonomi ile ilgili ortak stratejiler üzerine yoğunlaşılması bekleniyor.
Bağdat’taki zirveye katılan liderler, yaklaşık 22 ülkenin temsilcileri ile birlikte bölgesel sorunlara çözüm önerileri geliştirmeyi hedefliyor. Zirve boyunca yapılacak konuşmaların ve görüşmelerin, Arap dünyası için yeni bir dönemin başlangıcını müjdelemesi bekleniyor. Özellikle Irak’ın güvenliği ve istikrarı, delegelerin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Bağdat’ta yapılacak olan zirve, hem Irak’ın dış politikada yeniden aktör olma çabasını pekiştirecek hem de Arap Birliği’nin gücünü artırma amacına hizmet edecek.
Zirvede ele alınacak bir diğer önemli konu ise ekonomik işbirliği. Üye ülkeler, birbirleri ile ticari ilişkilerini güçlendirmek ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için ortak projeleri hayata geçirmeyi planlıyorlar. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Aboul Gheit, zirve açılışında yaptığı konuşmada, "Arap ülkeleri olarak birlik içinde olmalıyız. Ekonomik kalkınmamızı sağlamak, sosyal adalet ve istikrarı tesis etmek bizim en öncelikli hedefimiz olmalıdır." ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, ticaretin artırılması ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi için somut adımların atılması bekleniyor.
Zirve, sadece ekonomik konular üzerinde değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik meseleleri üzerine de yoğunlaşacak. Suriye'nin iç savaşı, Yemen'deki çatışmalar ve Libya krizi gibi konular, liderlerin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Özellikle, İran ile ilişkiler ve ABD’nin bölgedeki politikaları üzerinde durulması beklenen bir diğer başlık. Bu doğrultuda, Arap ülkeleri kendi güvenlik stratejilerini paylaşacak ve karşılıklı işbirliğinin artırılması için somut adımlar atacaklardır.
Bağdat Zirvesi, Arap ülkelerinin tarihinde önemli bir kilometre taşı olarak kaydedilecektir. Geçmişte yaşanan çatışmalar ve iç sorunlar bir kenara bırakılarak, artık bir araya gelinip ortak meselelerin çözümüne yönelik yeni bir sinerji yaratmanın vakti gelmiştir. Zirvenin sonunda yayımlanacak olan sonuç bildirgesi, bu ortaklık arzusu ve gelecekte atılacak adımlar için önemli bir referans olacaktır.
Sonuç olarak, 34’üncü Arap Birliği Zirvesi, hem Bağdat için hem de tüm Arap devletleri için tarihi bir adım niteliği taşımaktadır. Zirve boyunca ele alınacak konular ve oluşturulacak ortak stratejiler, bölge için umut vaat eden gelişmelerin habercisi olabilir. Tüm gözlerin çevrildiği bu zirve, Arap Birliği’nin 21. yüzyılda işbirliğini ve dayanışmayı güçlendirme çabalarında nasıl bir yol haritası çizeceğini gösterecektir.